13 Ekim 2010 Çarşamba

yagmurdamlalari ve ofisçalisanlari











yd1: AAAAAaaAAAAAaaaaAAAAAAaAAaaaaaaaaAAA...
yd2: yeter! neden bagirip duruyorsun.
yd1: ...
yd1: cok eglenceli ama.
yd2: yahu zaten su an yaptigimiz sey son derece eglenceli. dunyaya dusuyoruz. izlesene! yaklasan su agaclara, catilara bir bak.
yd1: bakiyorum zaten. harika gorunuyor bence de. hatta yer cekimi asilip seklimi uzatmaya calisirken, ruzgarin sarfettigi cabayla hatlarimi yuvarlak kilmasi da bambaska bir keyif.
yd2: ee e. gayet eglenceli iste.
yd1: ama bi sure sonra sikiliyorum biraz..bagirirken kendi sesimin titreyerek uzaklasmasini dinlemek hosuma gidiyo, hem gozlerim kisildigi icin baktigim goruntu de degisiyo ve yeni bir seye bakmaya basliyorum boylece.
yd2: tey allahim..dusmekten sikilan yagmurdamlasi mi olur? bu senin doganda var. hasta misin?
yd1: ya tamam ben de seviyorum iste zaten dusmeyi. hem ben ozumde bi su damlasiyim. yagmurdamlasi diyerek sinirlaman cok sacma. yani aslinda okyanusun bir parcasi, bir yapragin uzerinde biriken cig tanesi, bir adamin yuzune yapisan bir avuc su, yeni yikanmis bi kopegin titreyen tuyleri arasindan firlayip yere dusen bir damla da olabilirim.
yd2: evet de.
yd1: ve tabii sen de. icinde bulundugun duruma bu kadar tutunmana ne gerek var ki.
yd2: ama bagirmak hicbir su damlasinin dogasinda yok bi kere.
yd1: kim biliyor?

o esnada ofiste:

çi1: YiiiuuugggviiiooooııııyyiiiiieeaaaAAAAAAA....
çi2: AAAAyyhh.. noluyo be!
çi1: hiic. rahatliyorum bagirinca.
çi2: sen rahatliyosun da ben geriliyorum duydukca.
çi1: sen de bagir. hem cok eglenceli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder