20 Mart 2010 Cumartesi

bir ecaip özden

son zamanlarda sürekli hüzünlüyüm.. hüzün lafı da kullanmayı pek tercih ettiğim bi laf değildir ama ruh halime bakınca en uygunu bu görünüyor. en sık karşılaştığım; sıkılmak, daralmak, mutsuz olmak değil çünkü hissettiğim. eksikmişim gibi.
minicik şeylerden keyif alıp bunu yaşam enerjisine dönüştürerek, etrafıma ışıltılar saçabilen biri olduğumu biliyorum. normal şartlarda, etrafında olduğum insanların yaşamdan daha çok keyif almasını sağlayabiliyorum bence. ama şimdi içimde bi mekanizma bozulmuş gibi sanki. enerjim kendime bile yetmiyo. minik şeylerden keyif almayı geçtim, çok defa farkedemiyorum bile onları. etrafıma enerji dağıtmaksa ancak eski bir anı olabilir şu an. dediğim şu ki mutsuz değilim aslında, yok gibiyim daha çok. sanki ben silindim de izim kaldı sadece.
mutsuzluğu, sıkkınlığı, afakanı, stresi, keyfi, neşeyi, şımarıklığı, eğlenceyi gayet iyi tanıyorum da. bu bi değişik geldi. napıcamı bilemedim bu hissiyatla.
geçmesini bekliyorum bende.

14 Mart 2010 Pazar

'gelince üstüste gelir' derler ya..

gelince üstüste gelir.

9 Mart 2010 Salı

Küp Kafa'nin yeni evi var

iste bu 'umuk' .

benim minik kaplumbagam. son 5 bucuk yildir birlikte yasiyoruz.
kimse tek soyleyiste anlayamadi henuz adini. umut,ufuk ya da yumuk diyen cok.
hatta anlasalar bile agizlarina yakistirip soyleyemezler bu ismi bi turlu.
annem osman der mesela, babaannem sultan derdi:)
ama ben onu ilk gordugum an da koydum adini ve daha cok yakisan baska bir isim de olamazdi zaten. adinin nerden geldigini soyleyince siz de hak vereceksiniz bence..
umuk bana yeni geldiginde minik olan bir kuzenim vardi,
-hala var tabi ama artik minik degil-
kuzenimin cok sevdigi ayse bebegi, 2 haftalik bir kaybolma macerasindan sonra koltugun altina sikismis olarak bulundu. ne yazikki uzun sure koltugun altinda kalan aysenin kafasi yamulmustu ve eski formuna hic kavusamadi. benim sirin kuzenim kafasi yamuldu diye bebeginden vazgecicek degil ya.. minik bi farkla devam ettiler hayatlarina, 'ayse' oldu 'umuk ayse' . bu aysenin yamuldugu halde hala ayni derecede sevilmesi cok hosuma gitmisti o zaman, ustelik 'yamuk ayse' gibi korkunc bi isim de kuzenimin konusmayi tam cozememesi yuzunden pek sempatik bi hal almisti..
gelelim bizim 'umuk'a.. bu kup kafali bana hediye geldiginde, hemen elime alip evirip cevirmeye basladim. ve verdigim ilk tepki 'aaaa umuk buu' oldu. zavallimi petshoptaki kardesleri biraz hirpalamis meger. kafasinda bir delik, kabugunda da catlakla kipir kipir minicik biseydi. kabugundaki catlak yuzunden de sirtinin bi tarafi yuksek bi tarafi cukurdu. ama gordugum en kipir en cici kuplumdu yine de:) zamanla (yoksa sevginin gucuylemi heh) once kafasi iyilesti, buyuyup kabugu sertlestikce de yamuklugu azaldi. ama adi o dakkadan sonra 'umuk' kaldi.
bunca zamandir da minicik kutusunda palmiyesiyle yasadi durdu.. artik emekliye ayrilip mutlu olma zamani gelmisti yani..
ve iste bu da onun yeni evi:)
palmiyeden de vazgecmedik:)
yardimlari icin ismail ve gulsun'e de sevgilerimizi sunuyoruz tabii:)