20 Aralık 2009 Pazar

coook esnek bir insan gercekten!

kotu adam olmaya bayilirsiniz oysa.
ceteleler tutup cikan rakamlarla ovunmek pek hosunuza gider.
e neden beni de +1 sayabilecekken ahlak bekcisi kesilip sucu sirtima yuklemeyi tercih ediyorsunuz acaba? ortadaki suc mu ayrica simdi? normal sartlarda oyle degildi de?
ne farkin kaldi salak dedigin karilardan? ve ne farkim kaldi senden?

your ego is my lego baby.. so sorry..

14 Aralık 2009 Pazartesi

ben

kendimi yoruyorum her daim

4 Aralık 2009 Cuma

kışa alışmak

sonunda yavaş yavaş da olsa kışa alıştı bünyelerimiz. 10 gün öncesinde saat başı gelen iç sıkıntıları, olumsuz düşünceler yerini sakin, keyifli bi ılıklığa bıraktı. yaza alışmak gibi dertlerim hiç olmuyo şahsen ama şu kış mevsimi başlarken her seferinde depresyonu bi teget geçiyorum. geçemediğim de çok oldu gerçi de o başka hikaye, başka yerde..
ben yaz bebesiyim kardeşim bana öle soğuklarla karlarla gelmiycen.
ama dışarsı buz gibiyken sıcak bi kahveyle battaniye altında vakit geçirmek de paha piçilemez yahu, hadi kar yağsın artık :)

5dakkadadeğişirbütünişler.com

1 Aralık 2009 Salı

kuzey kutbu metrosu

metroda benliğinden sıyrılma ayini yapan bir yerli gördüm.
çıplaktı. savaş boyaları ve boncuklarla süslenmişti.
ayakları olan tombul bir yılanın üzerinde oturuyordu.
o, dizlerine kapandığı yaşlı yerli kadına dualar ederken, çıplak 3 yerli çocuk kalın sopaları gerinip gerinip indiriyorlardı sırtına, karnına.
üzerinde oturduğu ayaklı yılan belli aralıklarla ısırdığında metronun tavanına değecek kadar yükseğe sıçrıyordu yerli, acıdan.
ve tekrar yılanın üzerine düşüp, hiçbirşey olmamış gibi dua etmeye devam ediyordu.

tüylerim diken diken oldu izlerken. ne kadar zormuş benliğinden sıyrılmak.
ben yarı yolda indim metrodan ama bildiğim kadarıyla metronun son durağı kuzey kutbunda.